F. Tan: Merhaba Necip Arıöz kimdir? Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?
N. Arıöz: 03.03.1961 yılında Niğde’nin Altunhisar ilçesinde doğdum. İlk ve ortaokulu Altunhisar ilçesinde bitirdim. 45 gün süren Bor Şehit Nuri Pamir Lisesi’ndeki eğitimimden sonra lise öğrenimimi Sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesi’nde tamamlayarak 1978 / 1979 öğretim yılında mezun oldum. Askerlik görevinden sonra Bor Belediyesi’nde zabıta memuru olarak göreve başladım. 1,5 yıllık vekaleten zabıta amirliği görevinden sonra Bor Kaymakamlığı’nda Mahalli İdareler memuru olarak görev yaptım, bu arada Anadolu Üniversitesi İşletme fakültesini bitirdim. 1991 yılında da Ulukışla İlçe Özel İdare Müdürlüğü’ne atandım bu görevde iken Köylere Hizmet Götürme Birliği görevini de yürüttüğümden birlik tarafından yapımı üstlenilen Çiftehan kaplıcalarında sondaj kuyusundan su deposuna olan isale hattı, 500 tonluk su deposunun yapımı, Ulukışla merkezde Anaokulu yapımı, İnkılap İlköğretim Okulu ek binası yapımı, Atatürk büstü yapımı gibi birlikçe yapılan tüm faaliyetlerinin içinde bulundum. Bu görevler sırasında kaybettiğimiz Kaymakamlık Yazı İşleri Müdüresi Nurcan Biçmen, TEK Şefi Hamza Duru ve daha sonra kaybettiğimiz İnkılap İlkokulu Müdürü Ali Onur’a Allahtan rahmetler diliyorum şu anda emekliyim. Evli ve 2 çocuk babasıyım.
F. Tan: Sizi tarih ve doğa ile iç içe görüyoruz. Bu memurluktan emekli olduktan sonra oluşan bir merak mı?
N. Arıöz: Emekli olduktan sonra bir yandan çalışırken bir yandan hayatımıza giren internet ve diğer sosyal mecraları takip ederken zaten ilçemiz tarihi ile ilgili birkaç yayım daha önce okumuştum, hobi olarak Anduğu kazası (Altunhisar) tarihini araştırmaya başladım. Bu araştırmalarımda çok değerli bilgilere rastlayınca bu bilgilerden hemşehrilerimizin de faydalanması ve bilgi sahibi olmaları için facebookta bulunan grubumuzda bu bilgileri paylaşmaya başladım. İlçe merkez ve köylerinde bu paylaşımlar çok ilgi gördü bu da benim daha fazla araştırma yapmama vesile oldu. Bu konuda özellikle çevre köy ve kasabalarımızdan çok beğeni ve telefonlar almaktayım.
F. Tan: Tarihsel anlamda bazı çalışmalarda bulunduğunuzu biliyoruz. 2020 yılının aralık ayında Kültür ve Turizm Müdürlüğü Ulukışla Köyü sınırlarında bulunan Su Sarnıcını arkeolojik sit alanı olarak belirledi. Sizce bu çok gecikmiş bir karar mı? Altunhisar bölgesinde bu şekilde koruma altına alınması gereken yerlerimiz var mı?
N. Arıöz: Altunhisar bölgesi tarihi çok eskilere dayanmaktadır. İlçemiz sınırları içinde Kültür Varlıkları Koruma Kurul Kararı ile korumaya alınan birçok yer vardır.
Başlıcaları: Ulukışla köyü su sarnıcı, Çömlekçi köyü Boğaz Yerleşimi, Akçaören köyü Tümülüsleri, Yeşilyurt Emre Deresi kaya oyma mezarları, Akçaören köyü kaya oyma mezarları, Çömlekçi köyündeki kale, Akçaören köyümüz bulunan bazı alanlar, Çömlekçi köyü Boğaz Yerleşimi ve nekropol alanının 1. derece sit alanı, Yeşilyurt şebek yerleşim alanının 1. derece sit, Ulukışla Avören Mevkii, Tepeköy yaylasından köylerine götürülen içme suyunun Yeşilyurt’taki sit, Yeşilyurt köyümüzdeki çamaşırhane ile ilgili koruma kurul kararı gibi…
Altunhisar ilçemizde bulunan arkeolojik sit alanları bulunmaktadır.
Yeşilyurt Yeraltı Şehri (1.derece), Sulama havuzu (Sarıgöl), Çömlekçi Kasabası’nda bulunan Gırnavuz mevkii, Karaasmaz Mağaraları en önemlileridir.
İlçemiz dahilinde korumaya alınan bölgelerin gecikmeli olsa da korumaya alınması önemlidir.
F. Tan: Eski Niğde Valisi Rahmetli Refik Arslan Öztürk ile bir dönem mesai paylaştınız. Sizde Öztürk’ün bıraktığı izlenim nedir?
N. Arıöz: Görevde bulunduğum dönemde rahmetli valimiz Sayın Refik Aslan Öztürk ile yakın çalışmalarımız oldu.
Aslında ilçe müdürlerinin Vali Bey’le fazla ilişkisi olmaz ama Sayın Valimiz zamanında Çiftehan Kaplıcaları ile ilgili idarenin müstecirle sıkıntısı olduğunu bildiğinden, işleri takip etmek ve sonuçlandırmak işinin tamamına yakınını ben yürüttüm. Bu yüzden Sayın Valimiz ile ilişkimiz fazla idi. Vali Bey işlerin kanunlara uygun yapılmasını isterdi kendisi şu ara çok ihtiyacımız olan kamuda tasarrufa çok önem verirdi ödeneklerin fuzuli harcanmasına izin vermezdi yapılan tasarruflarında kalıcı yatırımlarda kullanılmasını sağlardı. Şimdiki Sayın Valimiz Yılmaz Şimşek’te aynı doğrultuda götürüyor başarılar dilerim.
F. Tan: Sizi Niğde’de tarih ve doğa üzerine büyük emek veren Emin Selamoğlu ve Arkeolog Mustafa Eryaman ile bazı çalışmaları içinde görüyoruz. Bu tarihi çalışmalarda yok olmaya yüz tutmuş tarihi aydınlatmaya çalışıyorsunuz. Yerel yönetimlerin tarihe bakışı nasıl sizce?
N. Arıöz: İlimizde tarihi gelişimler üzerine araştırmacı olan, daha önceden tanıdığım Emin Selamoğlu abinin çalışmalarını takip etmekte ve yazılarını okumaktayım. İlimiz için değerli çalışmalardır. Bende Altunhisar ile ilgili yayımları takip edip paylaşırken, Emin abide elinde bulunan, bizim bölge ile olan çalışmalardan destek vererek yardımcı olmaktadır.
Altunhisar Belediyemiz, ilçemizde bulunan Kara Asmaz Mağaraları, su değirmenlerinin en az ikisinin eski haline getirilmesi , eski çamaşırhanenin ve ilçe içinde bulunan yerlerin turizme kazandırılması için hazırlamakta olduğu projede, bazı bilgilere ihtiyaç olduğunu belirttiğinden, kendimde olan kaynakları belediyemizle paylaşmış fakat Emin Elamoğlu’nda elinde bu bölge ile ilgili ne varsa getirmesini, proje yapılacağını belirtmem üzerine, Arkeolog arkadaşı Mustafa Eryaman ile belediyemize gelmişler ve kendileri ile orada tanışmıştık.
Mustafa Eryaman’ın su değirmenleri ve ilçemizde bulunan siyah kayalar üzerinde bulunan yazıların tercümesi konusundaki yazılarını okumuştum. Toplantıda proje konusunda görüşler bildirildi ve ilçe içinde bulunan yerler gezildi toplantı ve gezi sırasında Emin Selamoğlu ve Mustafa Eryaman’ın bu konularda ne kadar donanımlı olduklarını, bu kişilerin ilimiz için ne kadar değerli araştırmacılar olduğunu gördüm. Örnek verecek olursam yıllardır benimde geçtiğim rampa bir sokakta bulunan taşın amele taşı olduğunu ve ne işe yaradığını sokağın bitiminde binek taşının olduğunu ne işe yaradığını anlattığında şaşırmıştım, yıllardır geçtiğimiz o sokakta biz bunları sıradan bir taş parçası olarak görüyorduk.
Yerel yönetimlerin tarihi eserlere bakış açısı bence biraz seçilenlerle de ilgili diye düşünüyorum. İlçemizde bu konu ile ilgili bir çalışma 1977 yıllarında Kemal Dilcan’ın başkanlığı döneminde yapılmış ve öylece kalmıştır. Bundan öncede ilçemiz merkezinde Hamam Önü Mevkii’nde bulunan eski hamam ve çamaşırhane olan yerde her nedense yıkılmıştır. Halbuki Karamanoğulları zamanında Anduğu (Altunhisar) merkezde Hamam Mahallesi bulunmaktadır. Tahminim yıkılan hamamdan dolayı da bu isim verilmiştir. Şimdiki başkan ve yönetimi de tarihi eserlere sahip çıkılmasına, turizme açılmasına, bu konularda çalışma ve proje yapılmasına önem vermektedir. Ayrıca ilçemizin güneyinde bulunan tarihi han ve köprüsünde, tadilat işleri, karayolları ve belediye iş birliği ile yapılmakta, buda bu konulara önem verildiğini göstermektedir.
F. Tan: Altunhisar ilçesi sahipsiz gibi görünüyor. Son zamanlarda biraz hareketlenme hissetsekte bir makus talihi var yenemiyor gibi… Bir Altunhisarlı olarak bunu neye bağlıyorsunuz?
N. Arıöz: Altunhisar İlçemiz sahipsiz değildir. İlçemizin geçim kaynakları genelde çiftçilik ve hayvancılıktır. Bizim çocukluğumuzda küçük ve büyükbaş hayvan sayısı oldukça fazla idi. Özellikle 1980 yılından sonra okuyan genç insanlarımız iş imkanı fazla olmadığından özellikle Çorlu-Tekirdağ , Çerkezköy-İstanbul ve Gebze-Kocaeli yöresine çalışmaya gitmişler, gidenlerde zamanla akrabalarını götürmüşler, bu nedenle ilçemiz nüfus bakımından gerilemiştir. Bu durum çevre köy ve kasabalarımızda da aynıdır. İlçe olduktan sonra bazı kurumların gelmesi ile bir hareketlenme olmuş fakat nüfus artışına faydalı olmamıştır. Emekli olanlarda çoğu Niğde merkeze yerleşmiştir. Ama son zamanlarda özellikle emekli olanlarda dönüş özlemi görülüyor. İlçede modern tarım ve hayvancılık yapılmaktadır. Tabi şunu önce bilmemiz gerekiyor eleştiriye her zaman açık olmak lazım, bir konuda eleştiri yapıldığı zaman o kişiler hedef gösterilmemeli idarecilerde eleştirilere ve fikirlere açık olmalıdır. Ben bu yaşıma geldim ilçemizde özellikle yazın herkesin geldiği bir zaman ilçe dışından ve ilçede ikamet eden hemşehrilerin de ortak olarak buluştuğu zamanlar da ne kaymakamlık nede belediye tarafından sorunların tartışıldığı ne yapılması gerektiği kimlerin nasıl bir katkı yapabileceği konusunda bir toplantı olmamıştır.
F. Tan: Bize Altunhisar’ı anlatabilir misiniz? Altunhisar’a gelen birinin mutlaka görmesi gereken yerler nereler?
N. Arıöz: Altunhisarın tarihi yerleri tam olarak gün yüzüne çıkartılmamıştır. İlçemizde gezilecek yerler; Geç Hitit dönemine ait mağaralar, Rum Ortodoks Sivri Kilisesi, daha sonra han olarak kullanılan bir bina ve köprüsü, Şeyh Güzel Hazretleri Türbesi, Bayram Gazi Türbesi, Karamanoğullarından kalma Karaman Camii ve çeşmesi, Kurşunlu Cami, Yeşilyurt köyümüzde bulunan Rum Ortodoks Kilisesi, Keşlik Deresi ve vadisi, Zindan Vadisi ve mesire alanı, Çömlekçi köyümüzde kilise ve Obsar Kalesi ayrıca çömlek yapımı Ulukışla köyümüzde Avaören yerleşim yeri ve yaylası, Altunhisar ilçe merkezi ve Ulukışla köyümüzde bulunan su sarnıçları, Keçikalesi’nde bulunan kale ve o bölgede eskiden içme sularının ne zorlukla temin edildiğini gösteren su sarnıçları…
Ayrıca Emin Selamoğlu ve Mustafa Eryaman ile yaptığımız ilçe içi gezisinde yürüyüş yolu yapılması fikri belirtilmiştir.
Altunhisar’dan Yeşilyurt’a vadi içinde yürüyüş yolu benimde ilgimi çekti, hatta destinasyon Şeyh Güzel Hazretleri Türbesi’nden başlayarak dere kenarında bir yürüyüş yolu, yol üzerinde bulunan su değirmenini ziyaret, oradan kılıç ile kesilen kaya ziyareti, aynı güzergahtan Aşağı Mahalle’den Süllü Dayı’nın Su Değirmeni, oradan şu an bir bölümü yıkık eski hamam çamaşırhane takiben Haceli Doygun Değirmeni, Bezirhane Sokak’tan dereyi takiben Yeşilyurt-Keşlik Vadisi takiben Zindan Vadisi’ndeki mesire yerinde bir mola, oradan Şahinyurdu Yaylası-Başyayla oradan kükürtlü su (Uyuz Gölü) ne varış, göle girildikten sonra geri dönerek Zindan Vadisi’nde güzel bir piknikle sonlandırılış şeklinde olabilir.
F. Tan: Osmanlı tarihine özel bir ilginiz olduğunu biliyoruz. Osmanlıda Altunhisar’ın bulduğu kıymet nasılmış şimdi nasıl karşılaştırma yapabiliyor musunuz?
N. Arıöz: Altunhisarı eski ile kıyaslamak için Cumhuriyetten önce ve sonrası ile ilçe olduğumuz tarih 1990 yılından sonrası olarak değerlendirmek gerekir.
Anduğu Karamanoğulları ve Osmanlılar zamanında kaza merkezi olması ve birçok yerleşimin orta kısmında kalması, geniş bir yüzölçümüne sahip yerleşim olması, ayrıca Kadılık sisteminin de bulunması ile devamlı olarak bir ticaret merkezi durumunda olmuştur.
Cumhuriyetle birlikte Nahiye statüsüne kavuşması ile Ortaköy olarak anılan nahiyede okullar açılmış bir kazada bulunması gereken resmi kurumların çoğu faaliyete geçmiştir. Hakimlik, nüfus memurluğu, jandarma, hapishane ve o zamanlarda elektrik üreten bir santral bile yapılmıştır. Hakimlik 1960’lı yıllarda, nüfus memurluğu da 1970’li yılların ortasında kapanmıştır. İlk ve ortaokulun açılması ile çevre köylerdeki öğrenciler de eğitim için Altunhisar’a gelmişlerdir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Anduğu Deresi’nde dabakhaneler vardı. 1990 yılına kadar pazar günleri kurulan pazar çok rağbet görürdü. Sebze pazarına ek olarak buğday pazarı, hayvan pazarı, süt ürünleri pazarı, giyim eşyaları pazarı, halı pazarı gibi çeşitli sektörlere ait pazarlar kurulurdu.
Bu pazarlara Bor ilçesi ve köyleri, Konya’ya bağlı olan Emirgazi ve Belkaya, Aksaray’a bağlı Akçakent ve Taşpınar’dan alışveriş için gelenler olurdu.
Esnaf olarak çok sayıda bakkal, lokanta, kahvehane, manifaturacı, ayakkabı satış ve tamir dükkanları, ip boyahaneleri, kalaycılar gibi işyerleri ile haftada bir günde kadınlara tahsis edilen sinema salonu vardı.
Nüfus kalabalık olduğundan her mahallede gençlerin oluşturduğu takımlar vardı. Her ne kadar sulama suyu sıkıntısı da olsa Şeyh Güzel Hazretleri Türbesi’nden Keşlik Vadisi’ne kadar olan bölgedeki bağ ve bahçeler bakımlı olunca tepeden bakınca yemyeşil bir vadi görünümünde idi.
1990 yılından sonra ilçemizden büyük şehirlere olan göçler nedeniyle nüfus azalmış, bağ ve bahçelerin çoğunun varisli olması nedeni ile ve sulama sıkıntısından dolayı bakımsız kalarak kurumaya yüz tutmuştur. Nüfusun azalması ile birlikte ticari işletmelerin çoğu kapanmıştır.
1991 yılında ilçe olması ile adli ve idari teşkilatların kurulması, hastanenin doktor ve sağlık personeli atamaları ve cihazları nedeniyle biraz kıpırdanma olmuştur. İlçemizde TOKİ tarafından 700 civarında konut yapılmış fakat ilçe o eski günlerini yakalayamamıştır. Bunda tabi şehir merkezine olan yakınlık gidiş gelişlerin kolaylaşması etkin olmuştur.
Altunhisar nüfusunun diğer yerlere göre düşük olması öncelikle; iş sahası bulunmamasından, büyükşehirlere çalışmaya gidenlerin yakınlarını ve arkadaşlarını da götürmesinden kaynaklıdır. Özellikle 1990 yılından sonra ani bir düşüş olmuştur. Buna neden olarak ilçede yeni nesilleri tutacak iş sahalarının kurulmaması, emeklilerin Niğde merkez yerine Altunhisar’a çekilememesi, bütün bunlara ilaveten ilçede bulunması gereken adli teşkilatın Bor ilçesine taşınması, hastanenin küçülmesi gösterilebilir. İlçe merkezine engelliler rehabilitasyon merkezinin açılması ayrıca yaşlı ve hastalar için yeni bir bakım merkezinin kurulması ve var olan merkezin hemşehrimiz tarafından alınıp devam ettirilmesi artı bir değer olarak kalmıştır. Tarıma yönelik yeni tesislerin kurulması yakın zamanda bir hareketlenme sağlayabilir.
F. Tan: Pandemi sürecini size kazandırdıkları ve kaybettikleri nelerdir?
N. Arıöz: Pandemi sürecinde sağlığın ve sevdiklerimizin ne kadar önemli olduğunu gördük. Bu arada birçok sevdiğimizi kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık. Toplu olarak yaptığımız birçok etkinliği yapamamanın topluluk olmamanın ne kadar üzücü olduğunu gördük. En kısa zamanda sevdiklerimizle bir araya gelmeyi temenni ediyorum.
F. Tan: Altunhisar’a ait bazı örf ve adetler yok oldu gibi, bu örf ve adetlerin yaşatılması yeni nesillere aktarılması ile ilgili neler önerirsiniz?
N. Arıöz: Altunhisar ve köyleri genelde dışarıdan göç almayan Türkmen bir yapıya sahip olması nedeni ile atalarından gelen örf ve adetleri devam ettiren ender yerlerden bir tanesidir. Eski örf ve adetlerimiz saygı, sevgi ve komşuluk ilişkilerini ve dayanışmayı esas almıştır. Yöremize ait eski örf ve adetlerimizi Niğde Altunhisarfm sayfasında paylaştım.
Eski adetlerimizden örnekler:
Gelin alma pazar günü olur. Düğünden bir hafta önce alışverişe gidilir, iki taraf nasıl anlaşmış ise alışverişler yapılır, eskiden sosyal mecra ve iletişim az olduğundan perşembe günü kız ve erkek tarafından okucular çıkarak kasaba halkını düğüne davet ederlerdi. Cuma günü kabak gecesi olur. Çalgıcılar gelirdi, çalgıda bağlama-cümbüş-keman-klarnet ve darbuka muhakkak olurdu. Cumartesi sabah damat bir yakını ile hamama yıkanmaya gider, hamam dönüşü çalgı eşliğinde kız evinin önünden geçilirdi. Öğleden sonrada gelin hamama giderdi. Akşamda kına gecesi olurdu, kız evinde ağıtlar yakılır, oyunlar oynanırdı. Pazar günü ise gelin alma olurdu. Pazartesi ikindi ve akşamda yüz açımı törenleri olur. Salı günüde gelin hanım bir kişiyle hısım akrabalara el öpmeye giderler onlara alınan hediyeler verilirdi.
Cenaze olduğu zaman da komşular cenaze evine yemekler getirir, her türlü yardımları yaparak acıya ortak olunurdu. Cenaze olduğu gün kahvehanelerde 2-3 gün televizyonlar açılmaz, evlerde de radyo ve TV’ler birkaç gün açılmazdı.
Eski adet ve göreneklerimiz çok güzeldi. Kültürel miras bazı örf adet ve geleneklerimiz bizim bir arada yaşama isteğimizdir. Gelecek ile kaygılar taşıyan her insan geçmişinden vazgeçemez, geçmiş bugünü geliştirip geleceğin belirlenmesine yarayan tek kaynaktır. Kendi kültür ve geleneklerimizi yeni nesile anlatmalı aile içinde de yaşantımızı ona göre ayarlamalıyız.
F. Tan: Sosyal medyada Altunhisar tarihi ile ilgili birçok bilgiler paylaştığınızı görüyoruz. Nigde Altunhisarfm gurubunda bu bilgileri takipçilerinize aktarıyorsunuz. Bu bilgi ve belgeleri sizden sonraki nesillere nasıl aktarmayı planlıyorsunuz?
N. Arıöz: Sosyal medyada ilçemiz merkez ve köyleri ile bulabildiğim bütün bilgileri paylaşıyorum, bu bilgileri bir yerde toplayıp bir kitap haline dönüştürmeyi istiyorum. Çünkü şu an 700 sayfaya yakın paylaşım oldu. Ayrıca köylerimiz, kendileri ile ayrı bir dosya oluşturulmasını talep etmektedir, köylerden öğretmen, yaşlılarımız ve diğer kişilerle iletişim kurarak bir dosya oluşturmak istiyorum.
F. Tan: Her bölgenin kendine göre ünlüleri var. Altunhisar’ında Türk sinemasına damga vuran insanlar yetiştirdiğini biliyoruz. Bize onlardan bahseder misiniz? Mesela Yönetmen Senem Tüzen gibi…
N. Arıöz: Altunhisar kendine göre ünlüleri çok fazla olan bir yerdir. Hasandağı civarında bulunan Altunhisar yöresi Niğdeli aşıkların en çok bulunduğu yöredir. Son zamanlarda değişik sektörlerde faaliyet gösteren insanlarımız yetişmiştir. Bunlardan biriside film sektöründen Senem Tüzen’dir. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun oldu. Arkadaşlarıyla ‘Zela’ filmi kuran Tüzen, TRT Türk’te, 2009-2012 yılları arası, 39 bölüm ekrana gelen gezi belgeseli ‘Ademin Seyir Defteri’nin yapımcılığını üstlendi. Yönettiği kısa filmler, dünyanın birçok ülkesinde ödüller aldı. Dünya prömiyerini 72. Venedik Film Festivali’nde yapan Tüzen’in, ilk uzun filmi olan ‘Anayurdu’ , bir çok film festivalinde, önemli ödüllere aday gösterildi. Film 22. Adana Altın Koza film Festivali’nde beş ödül, 31. Varşova Film Festivali’nde Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu Fibresci ve Netpac ödüllerini kazandı.
Geçmiş dönemde yaşamış olan, Âşık Tahirî, Aşık Şifai, Nidai, Ulukışla köyümüzden Aşık Muhtaci, Ulukışla kasabasından Kemali Baba, ilçemiz doğumlu tıp alanında eseri olan yazarımız Bahaeddin Bin Yusuf el Enduği en Niğdevi, Altunhisar ilçemizden sinema sanatçısı Kazım Kartal, Asmaz köyünden şair Mevlüt Yıldırım, Ortaköy'den Şair Ozan Tevfik Gündeğer (Aliboğlu), Gazeteci Vahap Okay gibi ilçemizde daha birçok değerli isim bulunmaktadır.
F. Tan: Niğdelilere bir Niğde ve Altunhisar sevdalısı olarak neler söylemek istersiniz?
N. Arıöz: Son olarak Niğdelilere söylemek istediğim memleketimiz, vatanımız çok güzel, çok değerli insanlar yetiştirdi bu topraklar, bizlerde tarihimize, memleketimize ve değerlerimize sahip çıkalım.. Kalın sağlıcakla…