Hz. Mevlana’nın göç yolları üzerinde bulunan Niğde’den gelip geçtiğini burada konakladığını söyleyebiliriz. Çünkü o dönem bölgedeki çoğu konak ve menzilin Niğde’den geçtiğini görebiliyoruz. Ayrıca bu bölge Hz. Mevlana’nın tesir sahasına en yakın yer olmasından dolayı her zaman için onun kutlu yolunu aşina olanları bağrında taşımıştır.
Belh şehrinden gelip Anadolu’da aşkın çırasını tutuşturan Hz. Mevlana’nın açtığı kutlu yolu Niğde’de devam ettirenler her zaman olmuştur. Niğde Mevleviliğin ilk yayıldığı ve ilk Mevlevi tekkesinin açıldığı yerlerden birisi olmuştur. Niğde Mevlevihane’sinde yüzlerce yıl sema neşesiyle tutuşup Hak aşkını gönül potasında eriten dervişler yetişmiştir.
Erken dönem Mevlevî tekkelerinden birisi olan Niğde Mevlevihane’si, sonraki ismiyle Kemal Ümmî Mevlevî Dergâhı, Anadolu’da kurulan birçok Mevlevihane gibi Mevlana’nın torunlarından Ulu Arif Çelebi tarafından 1310 yılında kurulmuştur.
Mevlana’nın oğlu Veled Çelebi’nin vefatından sonra Mevlevîliği temsile başlayan Ulu Arif Çelebi, ömrünün önemli bir kısmını bu tarikatı yaymak için seyahatler yaparak geçirmiştir.
Ulu Arif Çelebi’nin Niğde’ye bir kereden daha fazla geldiğini Ahmet Eflâkî’nin kayıtlarında görebiliyoruz. İlk gelişinde müritlerinden Nasûhiddin Sebbağ’ı Niğde’ye halife olarak bırakmış, halifesinin gayretiyle Niğde’de büyük bir Mevlevî topluluğu meydana gelmiştir. Yani Niğde’de ilk Mevlevi tekkesi Nasûhiddîn Sebbağ tarafından kurulmuştur. Daha sonraları birçok halife değişmiş ve tekkelerin kapatıldığı döneme kadar ayakta kalmıştır.
Bor’da ise Eratna Oğulları zamanından kalan bir kitabede ise şu an da mevcut olmayan Mevlevihane’nin inşa kitabesinde şunlar yazmaktadır.
1- 'Ammere hazihi'l-İmarete'l-mübarekete'l-mevleviyyete fi eyyami'd-devleti's Sultan
2- El-a'zam şahinşahu’l-mu'azzam Sultanu's-selatinü'l- arab ve'l-'acem Ebul-Feth
Muhammed
3- İbn Ertena hallede mülkehu 'ala yed-i ez'af-ı 'ibadillah Sultan Şah el-Mevlevi
senete sittin ve seb'a mil
(Bu mübarek Mevlevihane sultanların sultanı, şahların şahı arap ve acemin sultanı,
Ertana'nın oğlu Ebu'l-Feth Muhammed'in hükümdarlığı zamanında -Allah onun saltanatını daim kılsın-, Allah'ın en zayıf kulu Mevlevi Sultan Şah'ın gayretiyle 760 (hicri) senesinde yapıldı )
Bu İnşa kitabesine göre Bor Mevlevihane’si, Eratna Devleti'nin hükümdarı Mehmet Bey'in zamanında, Mevlevi Şeyhi Sultan Şah tarafından yaptırılmıştır. Bor Mevlevihane’sinin inşa kitabesi, günümüze ulaşan en erken tarihli Mevlevihane kitabesidir; Bu yönüyle mimarimiz açısından önem taşımaktadır. Mevlevihane'nin ne zaman yıkıldığı ve mimari durumu hakkında bilgi yoktur. Fakat yerinin Kale mahallesinde olduğuna dair çeşitli rivayetler vardır.
Niğde’nin son Mevlevi şeyhi Hüsameddin Dede’nin verdiği bilgiye göre Kemal-i Ümmi Hz. bu Mevlevihane’yi yeniden tesis etmiştir. Şu anda Kemal-i Ümmi Hazretlerinin Türbesi bu Mevlevihane’nin hemen bitişiğinde bulunmaktadır.
1925 yılında tekkeler kapatılınca Mevlevihane’nin bütün varidatı vakıflara devredilmiştir. Hüsameddin Dede’nin uzun uğraşları sonunda Mevlevihane’nin yeri ve varidatı kendisine verilmiştir. Tekkenin kapatılmasından daha sonra Niğde’ye gelen 41. Tümen’in makineli tüfek bölüğü geçici bir süre buraya yerleştirilmiştir.
Yenice Mahallesi’nde bulunan Niğde Mevlevihane’si şu anda Kız Kur’an Kursu olarak kullanılmaktadır.
Yazımızı Hz. Mevlana’ya yazdığımız bir şiirle tamamlıyoruz.
Ya Hazreti Mevlana
Nemrutlar elinde İbrahim olana
Ateşi kül eden güller bulunur
Süleyman mülkünde Belkıs olana
Aşk ile savrulan yeller bulunur
Kesilmiş kamışlar aslını özler
Çatlamış topraklar semayı gözler
Zamanın nehrinde batarken sözler
Sükûtu sürüyen seller bulunur
Hayalle nikâhlı ecelle sözlü
Hayretler kitabı yoluna dizli
İnsanın özünde kâinat gizli
Hallerin içinde haller bulunur
Kalemi güneştir sözleri kamer
Huzura erenin sancısı diner
Erler meydanında aşk ile döner
Hünkârı özleyen iller bulunur
Mesnevi kuşunun kanadı Kur’an
Sünneti taç eder meclise duran
Çöllerin kalbine yağarken baran
Aşk ile yüzülen göller bulunur
Sema neşesiyle coşar gönüller
Ezelden ebede koşar gönüller
Dünyayı dünyada boşar gönüller
Mecnun’un gezdiği çöller bulunur
Sözleri dil olmuş ahraz kalplere
Yürek vermiş yalın kılıç Alplere
Kutlu yolu nasip olmaz kelplere
Bir vuslat narında küller bulunur
Vurunca kırbacı aşkın atına
Yükseldi ümitler rıza katına
Ya Hazreti Hünkâr varsam kapına
Bize de gel diyen diller bulunur
Kaynakça:
Niğde'de Türk Mimarisi-Mehmet Özkarcı
Niğde Mevlihanesi ve Son Şeyhi Hüsameddin Dede-Sezai Küçük
Eflaki-Ariflerin Menkıbeleri