Ünver, Niğde İçin Plan Proje Üretilmeli!

Röportajlar serimizin bu haftaki konuğu meslekte 30’uncu yılını geride bırakan 51 Haber Gazetesi Kurucu Genel Yayın Yönetmeni gazeteci İsmet Ünver oldu.

Röportajlar serimizin bu haftaki konuğu meslekte 30’uncu yılını geride bırakan 51 Haber Gazetesi Kurucu Genel Yayın Yönetmeni gazeteci İsmet Ünver oldu. Muhabirimiz Fatma Tan’ın sorularını yayınlayan Ünver Niğdelilerin empati yaparak görüşlerini paylaşmasının Niğde’ye önemli katkı sunacağını vurguladı… Gazetecilik ve Niğde üzerine yapılan o röportaj…

F. Tan: İsmet Ünver kimdir kendinizden biraz bahseder misiniz?

İ. Ünver: 1961 yılında Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Gökbez köyünde dünyaya geldim. İlköğretim, ortaokul ve lise öğrenimini tamamladıktan sonra küçük yaşlarda gazetecilik mesleğine ilgi duymaya başladım. Bor’da günlük olarak yayınlanan Yeni Bor Gazetesi’nde Mürettip Muhabir olarak göreve başladım. 1980 yılında Her Gün Gazetesi’nin Niğde Muhabirliğini yaptım. 1980 ihtilalini canlı olarak yaşayanlardan bir tanesiyim. 1983’te askerlik görevimi tamamlamak için Kıbrıs’ta bulundum. 1985 yılında da askerlik görevimi bitirip memleketime geri döndüm. Geri döndüğümde ise yine (Ulusal) Sabah ve Güneş gazetelerinin Niğde muhabirliğini yaptım. 1990 yılında 51 Haber Gazetesi’ni kurdum. 2005 yılında Bor’da Sabah Gazetesi’nin 15 yıl boyunca Kurucu Genel Yayın Yönetmenliğini yaptım. İlk gün ki aşkla ve heyecanla gazeteciliğe devam etmekteyim. Gazeteciliğin zor ve meşakkatli bir meslek olduğunu bildiğim halde bu mesleği yapmaya devam ediyorum. Ve Niğde’nin sesi olmaya devam edeceğim. Kova burcuyum. Burcumun bütün özelliklerini taşıyorum. Emekliyim. Evli ve 2 çocuk babasıyım.

F. Tan: Bu yıl gazeteniz 51 Haber’in 30’uncu yılını kutladınız. Yerelde her gazeteye nasip olmayacak bir zaman dilimi. 30’uncu yılın sizdeki hissiyatı nedir?

İ. Ünver: 30 yıl önce yanan bu meşaleyi bugünlere kadar taşıdık. Niğde’nin gözü kulağı ve sesi olan 51 Haber bugünlere geldi. Dün gibi hatırlıyorum o günleri, unutmam mümkün değil. Bugün gururla sunduğumuz 51 Haber Gazetesi siftah yapmıştı. İlk sayısını nasıl hazırladığımızı anlatsam sayfalar bile almaz. Kısmet olmuş o günlerde bu gazeteyi Niğde’ye sunmuştuk. Bugün ise 30. yılı geride bırakmanın mutluluğundayım. Bundan tam 30 yıl önceki heyecanı yaşıyorum inanın. Niğde’nin gazetesi 51 Haber bugün tam 30 yaşında. Kısacası yayın hayatında çeyrek asırı geride bıraktı. Gazetecilikte ise 30 yılı geride bırakıyorum. Yani, iki mutluluğu bugün birlikte yaşıyorum. Bu herkese kısmet olmaz inanın. Bugünlere gelmemde katkısı olanlara minnettarım. Niğde’ye ve Niğdelilere inanın çok minnettarım.

F. Tan: Yerel medyanın gazetecilik açısından önemi nedir?

İ. Ünver: Yerelde halka daha yakın oluyorsunuz. Memleketin sorunlarını yakından görebiliyorsunuz.

F. Tan: Yerel medya gazetecilere ne gibi avantajlar sağlıyor?

İ. Ünver: Kelimeleri gazeteye dökerken tıpkı kendi derdinizmiş gibi anlatıyor ve dile getiriyoruz. Halkla iç içe olmamız bizim için bir avantaj her zaman.

F. Tan: Yerel basın resmi ilanlarla aynı zamanda da yerelde bulunan firmaların verdiği reklamlarla ayakta durabilen kuruluşlardır. Son zamanlardaki yerel basına yönelik çalışmalar sizleri nasıl etkiliyor? Yerelde destek bulabiliyor musunuz?

İ. Ünver: Hiçbir destek yok.

F. Tan: 1998 yılında ilk olarak sizin gazetenizde işe başladığımda ileride gazetecilik mesleğini tercih edeceğimi düşünmüyordum. 51 Haber Gazetesi benimde gazeteciliğe başladığım yer oldu. Gazetenizde başlayıp yerelde kendini geliştiren benden başka çalışanlarınız oldu mu var ise kısaca bahsede bilir misiniz?

İ. Ünver: Yanımda çalışan birçok kişi Gazeteciliğe devam ediyor. Bunlardan birkaçı bugün çok güzel işler yapan siz Fatma Tan, Kazım Karakaya, Grafikerim Aysel Yavuz, Operatörüm Nazif Saltık gibi isimler bu geleneği sürdürüyor.

F. Tan: Bir gazeteci gözüyle geçmişten günümüze Niğde’yi anlatabilir misiniz?

İ. Ünver: Osmanlı İmparatorluğu 7. Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in bir cümlesiyle cevap vermek istiyorum… “Bir şehri fethetmek hüner değildir, Hüner; bir şehri yaşanabilir kılmaktır. O da yetmez, orada yaşayanları da mutlu edebilmektir.”

F. Tan: Şu an birçok öğrenciye ev sahipliği yapan Niğde Üniversitesi’nin kuruluşunda sizin çok çabalarınız olduğunu biliyoruz. Üniversitenin kuruluşu ve gelişmesinde yerel basının nasıl bir güç olduğunu anlatabilir misiniz?

İ. Ünver: Tarihler 1990 Aralık ayını gösterirken, Niğdeli gazetecilerin de girişi ile o günün adıyla Sungurbey Üniversitesi için ilk adımlar atılmıştı. Yani, tam 30 yıl önce bugünün Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin ilk tohumu atılmıştı. Niğde’ye üniversite kazandırılması yolunda gayret eden ve bu hizmeti Niğde’ye getirmek isteyen o dönemin Niğde Valisi Ahmet Özyurt, bir açılış sırasında Niğdeli basın mensupları ile bir araya gelmişti. O dönemi ve o günleri anlatan gazeteci İsmet Ünver idi. Gazeteci İsmet Ünver, Sungurbey Üniversitesi’nin Niğde’ye kazandırılması yolunda Vali Özyurt ile yaptığı görüşmeden bahsediyordu. Vali Özyurt’un kendisinden bu konuda neler yapılacağı konusunda görüşünü sunduğunu belirten Ünver, kamuoyu oluşturmak yolunda bir fikir ortaya atmıştı. Niğde Sungurbey Üniversitesi’nin hayata geçmesi ve bu konuda kamuoyu oluşturmak amacıyla aylık bir gazetenin yayımlanması gerektiğini Vali Özyurt’a ilettiğini ve valinin buna sıcak baktığını anlatıyor. Niğde Üniversitesi’nin kamuoyu oluşturmak için ne yapılması gerektiği ile ilgili benden bilgi istedi. Daha dün gibi iyi hatırlıyorum. İlk aklıma imza kampanyası başlatmak geldi. Anavatan Partisi’nin güçlü olduğu dönemde dönemin Başbakanı Yıldırım Akbulut’a imza kampanyasını ve gazeteleri Niğde’ye Sungurbey Üniversitesi istiyoruz diyerek talebimizi iletmiş olduk. Vali Özyurt “İmza kampanyası tamam.” Niğde’nin sorunlarını anlatacak elimizde somut bir şeylerin olmasını istedi. Bende aylık bir gazete önerdim. Adı’da “51 Haber Gazetesi” oldu. 1992 yılında Doğru Yol Partisi iktidarında Merhum Süleyman Demirel’in Başbakanlığında, Merhum Erdal İnönü’nün Başbakan Yardımcılığı döneminde hükümet sözcüsü Devlet Eski Bakanı Sayın Akın Gönen’in gayretleri ve çabaları sonucu Niğde Üniversitesi kuruldu ve günümüze kadar eğitim ve öğretime devam ediyor. Şimdi gelişen ve ilerleyen Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesini gördükçe o günleri hatırlıyor ve mutlu oluyorum.

F. Tan: Yıllardır bu mesleği yapan biri olarak Niğde’nin birçok sorununu dile getirdiniz sizce Niğde’nin en önemli sorunu nedir?

İ. Ünver: Sivil Toplum Kuruluşlarının, Başkan ve Yöneticilerin Niğde üzerinde yoğunlaşmaması ve plan, proje çıkarmaması Niğde’nin en önemli sorunudur.

F. Tan: Niğde’de yerel basına ilgi nasıl?

İ. Ünver: Gazetemizin ilk çıktığı zamanlara bakarak yerel basında rekabet olmadığı için gazetelere ilgi düştü. Okunma sayısı azaldı.

F. Tan: Sosyal medya yazılı basına bir darbe vurdu mu? Dijitalleşen bir hayat yaşıyoruz. Bu dijitalleşme yerel basını yok eder mi?

İ. Ünver: Ben ilk gün ki gibi heyecanla hâlen gazetemi baskıya göndermeye devam ediyorum. Dijital ortama da aynı isimle, aynı vizyon ve misyonla ayak uydurmaya çalışıyoruz. İnternet sitemiz (51haber.com) üzerinden yayın hayatına da devam edeceğiz.

F. Tan: Mesleğinizi yaptığınız süreçte en çok kimlerin desteklerini gördünüz?

İ. Ünver: Kamuoyunun büyük desteğini gördüm.

F. Tan: Gazetecileri hep eğlence gezmede tozmada sananlar var gazetecilik nasıl bir meslek?

İ. Ünver: İlgi isteyen bir meslek. Sürekli üzerinde çalışmak lazım. Sanıldığı kadar kolay bir meslek değil. Sorumluluk ister. Gezme tozma sanılanın aksine daha az. Bazen çok riskli hayatınıza mal olacak olaylarla da karşılaşabiliyorsunuz. Bunu ulusal basındaki gazetecilerde de görüyoruz. Özveri ve emek isteyen, tatili olmayan hatta ölüsüne bile ağlatmayan bir meslektir gazetecilik.

F. Tan: 30 yıl önce gazeteyi ilk açtığınızda haber yapmak ile şimdiki haber yapmak arasında nasıl farklar var?

İ. Ünver: Gençlik yıllarımızda biraz daha aktiftik.

F. Tan: 30 yıllık süreçte 12 Eylül ve 15 Temmuz’u yaşamış bir gazeteci olarak bu iki darbe sürecinde gazeteci olarak Niğde’de neler yaşadınız?

İ. Ünver: 12 Eylül Sıkı Yönetim döneminde sağ ve sol kavgasında yaş itibariyle tam olayların ortasındaydık. Niğde ve Bor kavgasında biz ön planda ve daha tedbirliydik.

15 Temmuz darbe girişiminde torunum Umut’un tedavisi için Ankara Doktor Sami Ulus Çocuk Hastanesi Bahçesindeydik. Helikopterlerin üzerimizde tur atıp mermi yağdırdığı bir geceyi yaşadık.

F. Tan: Şimdiye kadar Niğde’de görev yapan Valilerden sizce Niğde’de en başarılı ve Niğde için emek veren hangisiydi?

İ. Ünver: Dönemin Eski Valisi Ahmet Özyurt, Adil Yazar, Sebahattin Öztürk ve Dr. Yılmaz Şimşek Niğde’nin gelişimine önemli katkılar sunan valiler arasında sayabiliriz.

F. Tan: "Gazeteciliğin ödülü kentin vefasıdır." Niğde vefalı mı siz gazetecilere karşı?

İ. Ünver: Niğde bana karşı her zaman vefalı oldu. Değerlimiz unutulmuyor.

F. Tan: Gazetecilik tatili olmayan bir meslek bu durum sizi nasıl etkiledi? Sürekli haber peşinde olmak nasıl bir duygu?

İ. Ünver: İkisini bir arada yaptım. Hiçbir engel yaşamadım.

F. Tan: Gazetecilikle matbaacılık iç içe olan iki meslek. Matbaacılığın Niğde’deki durumu nedir?

İ. Ünver: Niğde’de matbaacılık ölmüş bir durumda.

F. Tan: Yerel medyanın gelişmesinin önündeki engeller nelerdir?

İ. Ünver: Her geçen gün gelişmeye devam ediyoruz fakat piyasada çok tetikçilik ve rekabet dışı hareketler yapanlar olduğu için bizim gibi basın yayın organlarına engel ve zarar veriyorlar.

F. Tan: Gazetecilikte kötü haber yapınca halkın gözünde Erol Taş, övücü bir haber yaptığınızda da Hulusi Kentmen gibi görünürsünüz. Siz daha çok hangisisiniz?

İ. Ünver: Ben özgün olmayı tercih ediyorum. Ne iyi ne kötü ben sadece işimi yaparım.

F. Tan: Eskiden haber yapıldığında fotoğraf çekince pozlamak için fotografçılarda geçen bir süreç vardı. Şimdi ise anında fotoğrafları kullanabiliyoruz. Bu durum gazeteciliğin o ruhuna bir engel oluyor mu ne dersiniz?

İ. Ünver: Aksine işimi daha hızlı yapmama neden oluyor. Teknolojinin nimetlerinden yararlanıyoruz. Eskiler nostaljide kaldı ama onlarında keyfi başkaydı tabi. Çektiğin fotoğraf nasıl çıkacak poz yandı mı güzel çıktımı merakı taşımakta ayrı bir keyifti.

F. Tan: Gazeteci çok parası olan insan mıdır?

İ. Ünver: Gazetecilik para kazanmak değil para kaybetmek işidir.

F. Tan: Gazetecilik mesleki olarak sizlere neler kazandırdı?

İ. Ünver: Önemli bir hayat tecrübesi kazandırdı elbette. Memleketinin sorunlarıyla hemhal olmak bazen yorsa da sorunların çözümünde katkınızın olduğunu bilmek insana huzur veriyor. Ama gazetecilik bir nokta da da ömrümü yedi diyebilirim.

F. Tan: Gazetecilik insani yönden nasıl bir zayiata uğratıyor?

İ. Ünver: İnsanı yıpratıyor.

F. Tan: Hayatınızda sizi çok etkileyen bir anınızı anlatabilir misiniz?

İ. Ünver: Üniversitenin kuruluş süreci beni derinden etkilemişti. Üniversite denince halen heyecanlanıyorum.

F. Tan: Biliyorsunuz ki dünyayı etkisi altına alan bir covid 19 salgını yaşıyoruz. Bu salgın sizi ve mesleğinizi nasıl etkiledi?

İ. Ünver: Bizi çok etkilemedi aslında. Ama sağlık haberleri daha çok olduğu için diğer gelen haberler biraz daha pasif kalıyor.

F. Tan: Haber yaparken hiç sizi ağlatan bir olaya tanık oldunuz mu?

İ. Ünver: Hiç olmadı. Gazeteci metanetli olmak zorunda.

F. Tan: Gazeteci emekli olur mu?

İ. Ünver: Gazetecinin emeklisi olmaz.

F. Tan: Üniversitenin gazetecilik bölümünü okuyan gençlere alaylı bir gazeteci olarak neler önerirsiniz?

İ. Ünver: Mesleğine sadık ve dürüst olmaları, aynı zamanda bu işi sevmeleri gerekiyor.

F. Tan: Niğdelilere bir mesaj iletmek isteseniz bu mesaj ne olurdu?

İ. Ünver: Hemşerilerime buradan seslenmek istiyorum. Siz yerel basının yanında oldukça biz sizin sesiniz olmaya devam edeceğiz. Niğde’nin gelişmesi için bizler elimizden geleni yapıyoruz ama Hemşerilerimin empati yaparak Niğde için görüş ve önerilerini paylaşmalarını ve biraz daha aktif olmalarını isterim.

Daha Fazla Haber